Karşımda bir deniz; kıyı kısımları mavi, berrak insanı kendini rahat hissetmesini sağlıyor; ortasına doğru renk koyulaşıyor derin, kabarık insanı baktıkça daha da çok bunalttığını hissediyorum.Bir sağa bir sola baktığımda her yer dik uçurumlarla dolu kıyıları keskin,sert ve dimdik sanki burası benim,siz insanlar yaklaşırsanız sizi atarım,tutmam,barındırmam burada dercesine ciddi.Her ne kadar ürkütücü de olsa kim bilebilirdi ki böyle bir yerin her şeyin çözümü olabileceğini hangi insan tahmin edebilirdi.Bazen en ürkütücü yerlerin ya da ürkütücü görünen her şeyin aslında en iyi çözümler sunabileceğini, bu manzaraya baktıkça her şey en baştan gözümde canlanıyor.
Sabah tam bir tembellikle kalkmıştım yataktan her zaman olduğu gibi bilindik şeyleri tekrarladım, kalkar kalkmaz aynaya bakan kızlardan değildim gerçi bu o kızlardan olmamla ilgili bir şey değildi saçlarım asla söz dinlemezlerdi ve dün gece geç saatte yatağa girdiğim başım hala da ağrıyordu dün gece yer altı partisinde biraz fazla abartmıştım sanırım hi- hi tek hatırladığım baş ağrısıydı annem beni görse büyük ihtimalle bayılır ya da ciddi anlamda kalp krizi geçirirdi bu yaştakilerin o kadar içki içmesini ters karşılıyordu tipik annem işte o yüzden aynaya bakmaktan korkuyordum banyoya giderek elleri, yüzü yıkamak vs. vs. bilindik şeyler sırayla tekrarlandı. Artık cesur olup ayna bakma zamanım gelmişti tam ciddi bir ifadeyle daha doğrusu buna çabalıyordum , aynanın karşısına geçtim ‘’ahhhhh!’’ derin bir iç çektim Lanet olsun! Tam tahmin ettiğim gibi yıkık bir bina gibiydim. Bu gün okula gitmeden önce kısa bir duş almalıydım aceleyle duşa girdim daha sonraki sürede saçlarımı kuruttum ah! Bir şekil vermem gerekti dümdüz, siyah, belime uzanan saçlarım vardı. Bu sefer aynadan korkmuyordum kendime şöyle bir baktım tenim açık bir beyazlıktaydı sanki ölmüş gibi ama bu beyazlık yüzüme farklı bir güzellik katıyordu kıpkırmızı ,kıvrımlı dudaklarım ve masmavi gözlerimi ortaya çıkarıyordu.Bu çehre beni yaşımdan daha büyük gösteriyordu bunu bazı kızlar hoş bulsa da bence yanılıyorlardı kendi yaşıtlarınızla takılmanız çok saçma bir görüntü çizebiliyordu ve birkaç soruna da yol açabiliyordu.Bütün düşüncelerimi bir kenara iterek kırmızı bir t-şört geçirdim bu gerçekten iyiydi kumaşı ipek ,göğüs dekolteli,kolları bol kısa ve boyu bel kısmına geldiğinde hafifçe büzülüyordu.Beyaz , dar bir pantolon geçirdim ve kırmızı,hafif topuklu babetlerimi giydim ve ‘’ta ta ta taaam’’evet harika olmuştum kendimi gayet iyi hissediyordum, annem ve babam erkenden işlerine gitmiş olmalıydılar kahvaltı yapacak havamda olmadığım için ve beni eleştirecek ebeveynlerim olmadığı için uçar diyerek tanımladığımız türden bir çıkış yaptım hiç oyalanmadan okula gittim.Edebiyat dersinde profesörün beynimi tırmalayan sesini duymamaya çalışarak başımı ellerimin arasına alarak pencereden dışarısını inceliyordum ki içeri bir alt sınıfta olduğunu bildiğim ama pek tanımadığım sarışın ufak tefek bir kız girdi ve ‘’Af edersiniz profesör bay Cooper , Jane Ann Browen’ı odasına çağırıyor’’dedi.Profesör gölüklerinin üstünden önce kıza sonra bana bakarak ‘Yine neler karıştırdın Jane ? ,her ne yaptıysan umarım bu sefer uyarıyla kurtulamazsın , git şimdi’dedi. Ha? Ben bir şey yapmamıştım ki tamam uslu bir kız olduğum söylenemezdi ama bu kadarı da fazlaydı yapmadığım bir şey hakkında hem de konunun bile belli olmadığı bir şey hakkında ?! masamdan sessizce kalktım kapıya doğru yürüdüm ve kapıyı açarak dışarı çıktım bu adam kafayı yemiş olmalı tanrım beni sınıfın ortasında küçük düşürdü ama Bay Cooper’ın yanına gideceğim için endişeliydim o adamdan herkes gibi bende korkuyordum ama eğer bana saldıracak olursa onu pişman ederdim herkes bilirdi Bay Cooper okulda adı kötüye çıkmış bir müdür yardımcısıydı. Genç kızları taciz ettiğini herkes bilirdi ama onu henüz suç üstünde yakalayamadıkları için hakkında açılan davalarda kanır yetersizliğinden düşmüştü.Onun yüzünden kızlar tek başlarına koridor da dahi tek başlarına dolaşamıyorlardı.Tacize uğrayanlarsa bir daha okulda hiç görülmedi kimse onlardan haber alamamıştı.Sanırım aileleri onları uzak bir yerlere götürmüşlerdi.
Bay Cooper asıl adı Jared Tom Cooper’dır.30 yaşında olmasına rağmen hala 25 yaşında gibi duran yakışıklı, güçlü ve komik biriydi ama onun bu özelliklerinin yanında karakter özellikleri sapık,sinir bozucu ve insanları bir böcek gibi ezmeyi seven biriydi.
Bir anda Bay Cooper’ın odasının önüne geldiğimi fark ettim.Derin bir nefesten sonra kapıyı tıklattım ve içerden bir ses gelmesini bekledim ve beklenen ses duyuldu içerden bir ‘İçeri gelin’ dedi. Kapıyı açtım ve biraz çekinerek içeri girdim karşımda masada oturuyordu.Kafasını kaldırmadan ‘Gel Jane ‘ dedi. Ve yine başını masasındaki bir ton kağıt yığınından kaldırmadan eliyle bana masasının önündeki sandalyeyi işret etti.Söylenene uyarak sandalyeye oturdum ama Bay Cooper’ın söze başlayacağı yoktu o yüzden ben atıldım ‘Benimle ne konuşmak istiyorsunuz Efendim ’dedim. Doğal olarak masum kız rolüne odaklanacaktım geçen sefer yaptıklarımdan sonra onu kızdırmamam gerektiğini biliyordum.Bay Cooper nihayet kafasını kaldırdı gözlerime baktı ve derin bir iç çekti sanki söyleyecekleri uzundu. ‘Bu sene okulumuz bir tür değişim öğrenciliğine benzer bir faaliyet uygulayacak okula özel bir okuldan özel öğrenciler davet edildi.Bir süre bizimle kalacaklar-zamanını bilmiyorum- okulumuzda derslere girip sizinle birlikte ödev yapıp gezilere katılacaklar ayrıca okulumuzdaki misafirhane de kalacaklar.Toplam 12 kişiler.’’dedi. durdu ve masasının çekmecesini açtı sanki bir şeyler arıyordu.Pekala ama bunlar beni neden ilgilendiriyor ki ?, Cooper sesimin çıkmadığını ve ona soru soran gözlerle baktığımı görünce tekrar söze başladı. ‘’Bunları sana anlatma nedenim bu çocukların buraya uyum sağlamalarına yardım edeceksin’’ dedi. Ha? Hadi ama bu nasıl bir cezaydı. ‘’Bunu hak etmek için ne yaptım ben? ‘’dedim. Bay Cooper bir kahkaha attı ve ‘’Geçen haftaki yaptıklarından kaynaklanıyor ama merak etme eminim çok eğleneceksin hepsi de çok iyi kişiler, ‘’dedi. Nasıl böyle konuşuyordu onları tanımıyordu bile ah her neyse sanırım bununla başa çıkabilirdim. Peki ya bu çook özel çocuklar hangi okuldan geliyorlardı ki özel olmalarının sebebi neydi? ‘’Bay Cooper peki bu özel arkadaşlarımız hangi okuldan geliyorlar ? ‘’ Bay Cooper bu soruyu sanki sormamdan korkarmış gibi biraz düşündü çenesini hafif kaşıdı ve sıkıntılı bir şekilde ‘’Sibirya’nın güneyinde ki KaraKurt adlı bir okuldan ‘’dedi. Tam o anda kapı çalındı ve Bay Cooper ciddi bir tavırla ‘’ İçeri gelin’’dedi. Kapı açıldı ve uzun boylu, esmer ve sanki kas yığınıymış gibi vücudu olan biri girdi. Gerçekten çok yakışıklıydı. Bay Cooper onu görünce ayağa kalktı ve gelen kişiyle kucaklaştılar ikisi de gülüyordu. Sanki sonra benim orda olduğumu hatırlamışlar gibi toparlandılar ve ‘’Hoş geldiniz Dostlarım ‘’dedi.O uzun boylu adama bakıyordu. Adam ‘’Hoş Bulduk dostum’’dedi ve kafasını sandalyede ağzı bir karış açık duran kıza baktı yani bana aman tanrım ! bu adamın bakışları insanı sanki cennetteymiş gibi hissettiriyordu.Bay Cooper devreye girerek ‘’Bu bayan Jane öğrencilerin okula uyum sağlamasında yardımcı olacak kişi ‘’diye beni tanıttı ve tam bir moron gibi ‘’Tam adım Jane Ann Browen , hoş geldiniz’’ dedi. Ah tanrım sanki tam adımı söylememin bir anlamı vardı.O bundan hiç rahatsız olmuş benzemiyordu bana gülümseyerek ‘’Hoş bulduk Bayan Jane , bende Chuck memnun oldum , sanırım şimdi sizi diğer arkadaşlarla tanıştırmanın zamanı geldi. ‘’diyerek Bay Cooper’a baktı ve Bay Cooper onu eliyle kapaya yönlendirdi benim de peşlerinden gitmemi işret ederek kapıdan çıktılar bende dediklerini yaparak onlarla birlikte okulun ana binasından çıktım. Dışarı adımımı atar atmaz güneş ışığı vurdu yüzüme sıcacıktı ve gözlerimi açmayı zorlayarak karşımda duran kişilere baktım tam 12 yakışıklı çocuk hepsini tek tek süzdüm aman tanrım! Bunlardan hiç biri çirkin değildi hepsi özenle yaratılmış heykelcikler gibiydiler .Bir anda bir şey fark ettim hepsi çok disiplinli görünüyorlardı.Bay Cooper’ın sesiyle düşüncelerimden uzaklaştım ‘’Hoş Geldiniz Çocuklar , uzatmadan size okulda yardımcı olacak Bayan Jane’i tanıştırayım’’dedi. Eliyle beni işaret ediyordu.Hiç bir şey söylemedim Bay Cooper ‘’Eğer bir sorununuz olursa Bayan Jane size yardım edecektir, şimdi okulu tanımaya başlayabilirsiniz’’ dedi.Hiç biri yerinden kıpırdamadı sadece en önde duran sarışın, uzun boylu- diğerleri gibi-kas yığını geldi.Gülümseyerek ‘’Ben bu grubun lideriyim eğer arkadaşlarımla ilgili bir sıkıntı olursa bana bildirebilirsin’’dedi. Sonra aceleyle ekledi ‘’Ah! Pardon ben Nick , memnun oldum Jane’’dedi.Demek adı Nick! ‘’Bende memnun oldum Nick, sende eğer benim arkadaşlarımla ilgili bir sorun olursa bana bildirebilirsin’’dedim ikimizde gülüyorduk. Sonra ‘’Buralarda yemek yiyebileceğimiz bir yer var mı? Yolumuz uzundu sanırım hepimiz acıktık.’’dedi. Nasıl düşünememiştim aceleyle ‘’Şuradaki revir binasının arkasında bir yemekhane var sizi götüreyim ‘’dedi gülerken bana gülümsedi ve ciddi bir tavır takınarak arkadaşlarına döndü. ‘’Bizi takip edin. ‘’dedi.Bu bana çok sıkıcı gelmişti.
Onları yemekhaneye bıraktım ve onların sorunlarıyla ilgilendim vs. vs. zaman çok çabuk geçmişti okulun bitiş saati gelmişti, bütün kızlar ağızlarından sularını akıtarak bu gençlere bakıyordu erkeklerse bir yolunu bulsalar onları boğacak gibiydiler. Hiç okulu bu kadar hareketli görmemiştim. Malesef gitme vaktiydi. Nick’le çok eğlenmiştim gerçekten çok tatlı biriydi.Eve geldiğimde annem ve babamdan bir not buldum ikisinin de acil işleri çıkmış ve 2 gün yoklarmış direk odama çıkıp yatağa uzandım.
Saatimin alarm sesiyle uyanmayı beklerken telefon çalışıyordu. Arayanın kim olduğuna baktım arayan Nick’ti ha? Telefonu açtım ve aceleyle bir şeyler söylüyordu.Tam olarak neysen bahsettiğini anlayamıyordum sadece bu gün okulun tatil olduğunu söylemek için aradığını söylüyordu ama acelesi varmış gibi konuşuyordu.Neden okul tatil olmuştu ki ona tam bunu soracağım zaman telefon bağlantısı gitti.Merak etmiştim biliyorum başıma ne gelirse hep meraktan geliyordu ama hazırlanıp okula gidecektim tatil olabilir ama ben Nick’i görecektim.Onu daha yeni tanıyordum ama içimden bir ses oraya gitmem gerektiğini söylüyordu bu sesi susturmanın bir yolunu bulmalıydım yataktan kalktım ve hazırlanmaya başladım işim uzun sürmemişti.Çantamı da alıp hızla kapıdan çıktım çok geçmeden okuldaydım evet tatil olduğu belliydi etrafta kimse yoktu tam telefonlar Nick’i arayacaktım birden bir ses geldi ne olduğunu anlayamadım.Bir kere daha okulun içinden geliyordu.Okula doğru yürüdüm ses bir kızın çığlık sesine benziyordu.Koşmaya başlamıştım birinin yardıma ihtiyacı vardı sanırım aklıma ilk gelen Bay Cooper oldu yine birilerini mi rahatsız ediyordu buna izin vermeyecektim kızı kurtarıp şikayetçi olacaktı ve bu yaptıkları yanına kalmayacaktı.Okulun içine girdim çığlık sesleri ve ayak sesleri vardı birden fazla ayak sesi aşağı iniyordu ayak sesleri bende koşmaya başladım doğruca okulun kazan binasına gidiyordu bu yere hiç gelmemiştim ve neden gelmediğimi de anladım burası çok ürkütücü pis ve soğuktu. Karşıda iki gölge vardı. İlk gölge çığlığını duyduğum kızındı yaklaştım bu kız bu dünkü nöbetçi kızdı beni Bay Cooper’ın çağırdığını söyleyen kız çok korkmuşa beniyordu gözlerindeki dehşeti görmemek mümkün değildi ikinci gölgenin sahibiyse tam tahmin ettiğim gibi Bay Cooper’dı.Elinde bir de hançere benzeyen tuhaf bir şey vardı.Kızı köşeye sıkıştırmıştı. Hemen ortaya çıkarak ‘’Onu rahat bırakın Bay Cooper hemen polisi arayacağım’’diye bağırdım bu Bay Cooper’ın dikkatini dağıttı bana bakmak için döndüğü sırada kız köşeden kurtuldu ve gözlerindeki kötülüğü gördüm ne? Nasıl değişebilmişti bu kız ne olmuştu kız bir kahkaha attı. Bay Cooper sinirli değil endişeli görünüyordu. Burada neler oluyordu.Kız Bay Cooper’a doğru hamle yaptı elinde hiçbir şey yoktu ya da hızlı olduğu için ben görememiştim Bay Cooper’ın gömleği parçalanmış ve kanlar akmaya başlamıştı ayakta zor dururken Bana ‘’Jane çabuk ol buradan kaç , hadi! ‘’diye bağırıyordu.Ha? neden kaçacaktım ki? Kız bana döndü göz bebeklerindeki kırmızılık bana korkmam gerektiğini hissettiriyordu.Bana doğru yürümeye baladı. Derin derin nefesler alıyordum ama kıpırdayamıyordum sanki oraya yapıştırılmış gibiydim. Bana yaklaştı çok dehşet verici diye tabir ettiğimiz bir şekilde bana sırıttı ve elini kaldırdı o kadar yakındı ki tırnakları yüzümü son anda ıskaladı Bay Cooper sayesinden son bir güçle kıza saldırmıştı. Kız arkasına baktı ve koşmaya başladı neden kaçar gibi koştuğunu anlayamıyordum biri yaralı biri de güçsüz bir kızdan başka biri yoktu birkaç saniye sonra ayak sesleri duymaya başladım sanırım birileri yardıma geliyordu kız bu yüzden kaçmış olmalıydı. Şimdi kıpırdaya biliyordum hemen Bay Cooper’ın yanına eğildim v aynı zamanda ayak seslerinin sahipleri de yanımıza gelmiş bulundu. Bunlar Nick ve arkadaşlarıydı. Önce bana baktı sonra Bay Cooper’ın yanına eğildi.Arakadan Bir kişi daha bu Bay Chuck’tı , Bay Cooper’a ''merak etme iki güne bir şeyin kalmayacak o küçük şeytan ıskalamış’’dedi. Sonra herkes benim orda ne işim olduğunu soran gözlerle bana bakıyorlardı. Okulda çıkıp revir binasına girdik ve bir sorguya alındım her şeyi anlattım.Şimdi sıra onlardaydı. Bay Chuck bana her şeyi anlatmak için ciddi bir tavır takındı zaten korkuyordum az kalsın ölecektim.
Bay Chuck sözüne şöyle başladı.’’KaraKurt okulu bir çok normal insanın bilmediği bilinmeyenleri yok etmek için yetiştirilen öğrencilerin okuludur.Cooper da bu okuldan mezun bir koruyucudur bu okulda dolaşan küçük şeytanları yok etmek için bulunmaktaydı bütün o taciz hikayesi olay olduktan sonra ortadan kaybolan öğrenciler hepsi kötü kişilerdi.Bu sefer ki öyle olmadı efendisine çalışan ve kötü emelleri olan biri olduğunu anladığımızda okulda böyle bir şey yapma gereğinde bulunduk ve sana saldıran o küçük şeytan artık senin peşini bırakmayacaktır.Onlar saldırdıkları kişiyi öldürmeden vazgeçmezler ama merak etme Jane sana ulaşamadan onu öldüreceğiz.’’dedi.Duyduklarıma inanmıyordum Başım ciddi anlamda beladaydı.Korkuyordum hem de çok ağzımsan çıkan daha doğrusu bir fısıltıyı andıran bir sesle ‘’Ama ama ben ona bir şey yapmadım ‘’demek oldu. Bay Chuck ‘’Bunun sensinle alakası yok Jane bu onunla ilgili avını asla bırakmaz geri dönecektir şimdi eve git Nick seninle gelecek evini bilmiyor seni bulması zorlaşacak bu zamanda da biz onu arayacağız ‘’dedi. Kolumdan tuttu ve beni yönlendirmeye başladı sanki bütün sistemlerim durmuştu. Başım ağrıyordu tek bildiğim şey o küçük şeytan diye bahsettikleri şey beni öldürecektik bunu biliyordum. Kimse bunu engelleyemeyecekti. İzin vermeyecektim onun beni yemesine ölümüm kendim tatmalıydım.Nick ‘ten kurtulmalıydım. Ona eve gitmeden önce lavaboya uğramam gerektiğini söyledim ve beni koridorda beklemeye başladı içeride küçük bir cam vardı oradan kaçacaktım.Nick beklerken bende cama tırmandım ve evet şimdi okul arazisinin dışındaydım hızla koşmaya başladım nereye gidecektim nereye gidebilirdim? Bir okul gezisinde gittiğimiz bir kayalık vardı oraya gitmeliydim fazla uzak değildi 15 belki de 20 dakika bir taksiye atladım. O şey beni öldürecekti hem de vahşi bir şekilde kimse buna engel olamayacaktı ölmeliydim huzurlu bir şekilde..
İşte şimdi buradaydım insanın hayatı bir günde mahvolabilir mi ? benim ki olmuştu o yaratık beni bulmadan artık gitmeliydim.Derin bir nefes aldım ve kendimi bıraktım artık tek hissedebildiğim huzurdu.
NOt:RP'yi daha önce başka sitelerde kullandım farklı üyeliklerle..