Empire şehri...Kahramanların şehri ve de suçluların.
Adım Regulus Arcturus Black ama herkez bana Regulus Shocker der
Neden mi ? Size anlatayım.
Yıl:2000
Empire şehri/Adam's sokağı.
Her şey o bombanın patlamasıyla olmuştu.E-99 işte bombanın adı buydu...O zamanlar bir kuryeydim.Eşya kuryeliği yaparak hayatımı kazanıyordum.Annem ölmüş babam beni doğduğumda terk etmişti.Ana caddede yürürken telefonum çalmıştı.Arayan Charlie'ydi. Charlie benim arkadaşlarımdandı ve bir şirket yöneticisi olduğu için küçük taşınması gereken eşyaları para kazanmam için bana taşıtırdı.Her zaman bana cana yakın ve sıcak kanlı davranmıştı...
Ama o gün öyle değildi.
Sesi buz kadar soğuk kaya kadar katıydı.Bana birşey taşımamı söylemeden önce ona neden bu kadar morali bozuk konuştuğunu sormuştum
-Birşeyler olmak üzere Regulus...Büyük şeyler. demişti
O an ne demek istediğini anlamamıştım ama şimdi fazlasını bile biliyordum...
İşyerine geldiğimde ona neden böyle düşündüğünü sormak istedim.Bana sadece baktı bir paket uzattı ve şöyle dedi...
-Regulus...Sen benim en yakın dostlarımdansın sana güvenebileceğimi biliyorum lütfen soru sorma ve şu paketi şehir merkezine götür. Orada bir adam seni karşılayacaktır.
Bu cümle karşısında yenik düşmüştüm.Etrafıma baktım ofis değişmişti.Çoğu eşya gitmişti.Birkaç hafta önce burada büyük bir lav lambasının olduğunu hatırlıyordum.Zaten Charlie'de onunla çok övünürdü,ama artık gitmişti sadece bir masa,sandelye ve bir dolap vardı.Charlie'nin ofisi eski güzel ambiyansını bırakmış ve yerini doldurması için sade bir ofis gelmişti. Charlie'ye selam verip dışarı çıktım tabi bu arada paketi almayı unutmamıştım.Merdivenlerden inerken endişeli gözlerin beni süzdüğünü fark ettim
Onlara dönüp yüzlerine bakmak ve sorunun ne olduğunu sormak istiyordum ama yapamıyordum gözlerim kutuya kilitlenmiş içindeki nesneyi sanki görebilmek ister gibi tarıyorlardı.Kutu beni kendisine çekiyordu onu bırakmak istemiyor ve içini açıp ne olduğuna bakmak istiyordum...Ama yapmadım.
Charlie benim en yakın arkadaşlarımdandı ona bunu yapamazdım...B arada bisikletime vardığımı fark ettim.Zorlada olsa kutuyu bisikletimin arkasına sabitleyip,yola koyuldum.
Tamam bu gerçekten garip bir sürüştü...Bsikletimle binaların arasından geçiyordum. Ara sokakları pek sevmezdim,kimse sevmezdi bunun için binaların arasından pek hızlı olmasada ilerliyordum ama garip olan bu değildi.
Hangi elektrikli eşyanın yanından geçsem bir anlığına elektriği kesiliyor sonra anında yerine geliyordu.Ve bu beni çok korkutmuştu.
Charlie'nin şirketi bir biyoteknoloji şirketiydi.Teknolojik ve biyonik etkenleri karıştırarak bunlardan bir şeyler elde etmeye çalışıyorlardı.Bu arada şehir merkezine varmıştım.Bisikletimden indim ve etrefıma baktım beni bekleyen birini göremedim ve ben beklemeye başladım.
Birkaç dakika geçtmişti.İşte o zaman her şeyin başladığı zamandı...Kutudan sesler geliyordu...Kulağım beni yanıltmıyorsa bu elektrik sesiydi...Kutuyu açmayı düşündüm ama bu Charlie'nin bana olan saygısını düşürebilirdi...
Ama ya içindeki şeyde bir sorun varsa ve ben bunu açmazsam suç benim başıma kalırsa diye düşündüm...
En sonunda merakıma yenik düşüp kutuyu açmaya koyuldum...Kapağı anında açılmıştı...Kendimi hiç zorlamama gerek kalmamıştı...Kutunun içine baktım...Ve birden kalbimin atışının hızlandığını hissettim.Kutunun içinde bir küre vardı. Üstünde E-99 yazıyordu ama nefesimin kesilmesine yol açan bu değildi.Kutunun içindeki küre etrafındaki yerlere kısa elektrik iplikleri gönderiyordu...
Ona bakmaktan kendimi alamıyordum sanki o canlı gibiydi ve benimle konuşuyordu...
Merakıma yenik düştüm ve küreyi ellerime aldım.
İşte herşeyin başlangıcı böyle olmuştu.
Uyandığımda etrafıma bakmıştım...
-Aman tanrım! Buraya ne oldu böyle!
Etrafımdaki araçlar havaya uçmuştu... sadece kalıntıları bazı yerlerde duruyordu... benim bulunduğum alan bir çukurun ortasıydı... ama çukurun ortasında bir tümsek vardı... ve ben tam o noktada duruyordum... etrafımdaki bazı binalar çökmüş , bazılarıysa zor ayakta duruyordu...
O ana kadar fark etmemiştim...Küre elimden gitmişti ve yaralıydım...
Etrafıma baktım bir şey arıyordum...İşime yarayacak herhangi bir şey...Ama tek görebildiğim şey elektrik trafosoydu...Ona doğru ilerledim...Yavaş ve sakince onun yanına geldim ve ona dokundum...
O anda vücuduma inanılmaz bir güç geldi yaralarım kayboluyor ve yorgunluğum gidiyordu...En sonunda ne olduğunu fark etmiştim...
Trafodan elektrik emiyordum...
-Bana neler oluyor böyle ?!?
Evet işte diğer hayatımın başlangıcı böyle olmuştu...Zamanla elektriği kontrol etmeyi öğrendim ama bu sadece küçük bir gelişmeydi... Günlar geçti...Empire şehri karantina altına alınmış kimsenin içeri girmesine ve kimsenin çıkmasına izin verilmiyordu...Bu insanları kızdırıyordu,üzüyordu,değiştiriyordu...
Zamanla insanlar çeteler kurmaya ve bunları empire şehrini yönetmek için kullanmaya başladılar...
Ve bu anda ben devreye giriyordum...Küreden aldığım güçle onları avlıyor,Empire şehrinin halkını koruyordum.
Ama birgün bir FBI ajanı bana geldi ve şehrin temizlenmesi gerektiğini söyledi ona böyle birşeyin olmayacağını söyledim şehri asla yok etmesine izin vermeyecektim. Bana telaş yapmamamı söyledi. Eğer şehirdeki kötüleri temizlersem beni karantinadan çıkaracağını söyledi. Anlaşmaya eninde sonunda razı oldum.
Uzun bir çalışmadan sonra karşılığını aldım.Şehir temizlenmiş ve huzur doluydu...FBI ajanına gittim ve şehrin temizlendiği söyledim.
Bana son bir kişiyi halletmem gerektiğini söyledi... Charlie'yi.
Ona bunun nedenini sordum ama zaten cevabı biliyordum...O bombayı Charlie yapmış ve yenisini yapmayı planlıyordu...Charlie'nin yanına gitmek için yola koyuldum...
Charlie'nin yanına gittiğimde bana böyle birşe olmadığını asıl suçlunun o ajan olduğunu söylemişti ama ben buna inanmamıştım... Benden kaçmaya başladı.Onu en alt kata kadar kovaladım.
Sonunda tuzağa düştü ve çıkmaza rastladı.Hızlı davrandım ve içimdeki gücü üzerine boşalttım hiç bir şey olmadı.
Bana gülümsedi ve kafasını hayır manasında salladı.
-Kendinimi öldüreceksin Regulus?
Ben daha bu sözcüklerin anlamını anlayamadan o üzerime koştu.Buz gibi parmaklarını yüzüme batırdı.İlk önce hiçbirşey yoktu sonra bana birşeyler göstermeye başladı...Geleceği hemde eski evrenimin geleceğini.
Bir canavar geliyordu hem çok güçlü hemde çok ihtişamlı...Gözleri altın sarısıydı ve kozmik enerjiyle doluydu...
Daha sonra anladımki bu benim evrenimin değil Charlie'nin evreniydi insanlar katledilmişti sadece Charlie kalmıştı yani Regulus kalmıştı...
Canavar dünyayı ele geçirdiğinde Charlie,canavardan çaldığı en yeni ve en güçlü gücünü kullanmıştı;zamanda yolculuk...
Charlie,canavarın geleceğini biliyordu...Buna engel olması gerekiyordu.Bunun için E99'u yapmıştı. Bana yeni güçler kazandırmıştı ki zaman geldiğinde canavarı yenebileyim.
Charlie güçlü olmamı istiyordu...Ailemi korumak için kaçmamı değil bunun yüzünden her yakınım kaybolmuş veya ölmüştü...
Charlie ellerini geri çekti ve bana baktı...Ben hala gördüklerimin şokundan çıkamamıştım.Kendime baktım,gelecekteki kendime.Bana bunu yapman gerek diyen bir bakış attı ve arkasında başka bir portal açıldı. Hemen içine dalıp ortalıktan yok oldu.
Biraz düşünmeye başladım...Kesinlikle canavar yenmemeliydi.
Charlie hakkında herşeyden nefret ediyordum.Hayatımı mahvetmiş benim yüzümden yüzlerce insanın ölmesine sebep olmuştu.Ama yapacağım şeyi biliyordum.Kronos geldiğinde...Hazır olacaktım!